MUTLULUK İÇİNİZDE
  SEVİPTE SEVİLMEYENLER İÇİN
 

Bu sefer sahiden bittik sanırım...
Bu kaçıncı arkanı dönüp gidişin saymaya çalışıyorum,kaçıncı vazgeçişin yaşamayı planladıklarımızın hepsinden birden.Nasıl bıktın bu kadar çabuk,nasıl kaybettim seni bu kadar çabaladığım halde,nasıl geldik bu hale şu kısacık bir yılda?
Gitmeseydin...Daha çok şey yaşayabilirdik birlikte,birlikte yaşamayı istediğimiz,sadece el eleyken güzel olabileceğine inandığımız onlarca şeyi.Şimdi hiç birini başka biriyle gerçekleştirebilecekmişim gibi gelmiyor o hayallerin,hiç biri seninle olacağı kadar güzel olmayacakmış gibi,sanki senden başkası beni öyle sevemeyecekmiş gibi...
Kimsenin beni anlamasını beklemiyorum,umursamıyorum.Kafamda onlarca soru var asla cevaplarını bulamayacağım ve hepsinden önemlisi kalbimin derinlerinde birşey acıyor her nefes alışımda,o kadar acıyor ki ölmek istiyorum bazen.Sen her an gözümün önünde oldukça içimdeki boşluk büyüyor,bazen gerçekten dayanamıyorum...
Sana da bir şiir yazmamı istemiştin,sana onlarca şiir,onlarca mektup yazdığımı hiç bilemeyeceksin,seni gerçekten çocuklarımın babası olmasını isteyecek kadar çok sevdiğimi de öyle...Yazık ki bunların hiç birini asla öğrenemeyeceksin...
Keşkelerim yüreğiminin üzerinde bir yük gibi duruyor,söyleyemediklerim,yaşayamadıklarım...' 'Sen bana bakma ben senin baktığın yerde olurum'' demiştin,keşke bir gün baktığımda,hiç beklemediğim bir anda gözümü açtığımda karşımda seni bulsam,keşke hayat bize tek bir şans daha verse ve ben o şansı değerlendirmek için yapabileceğim her şeyi yapsam.Ama biliyorum bu gerçek sondu,her şeye rağmen umarım hayat karşına benden çok daha iyisini,seni benim sevdiğimden bile çok sevenini çıkarır ve sen bende bulamadığını onda bulursun ve umarım çok çok mutlu olursun çünkü her şeye rağmen bebeğim sen hep en iyisine layıksın.
Ve ben seni her şeye rağmen hala çok seviyorum,umarım tutmayı unuttuğun onca söze rağmen bunu hiç bir zaman unutamazsın...
Bu sefer sahiden...
Hoşçakal aşkım...


__________________

Sensiz aldigim nefesin yüregime yetmedigini bilmeni isterdim. Sensiz yasadigim her günün harcanmis gün oldugunu bilmeni, seni sevdigimi, seni sevmenin bana yetmedigini, sevmekten çok kendimi sana adamak için çirpinip dururken, seni ne kadar çok seversem seveyim hep daha fazla sevebilirmisim gibi geldigini, seni canim gibi, nefesim gibi, suyum, ekmegim gibi bildigimi bilmeni isterdim. Bilmedin. Ben de söylemedim. Söylemekten çok yasatmak istedim bunlari sana. Sana bakarken yüregimin nasil sıkıştığını, nasil çocukça bir heyecanla çarptigini, sana her dokunusumun ilk dokunus oldugunu, her gülüsünün bir damla huzur, her bakisinin binlerce mutluluk oldugunu söylemeden gör isterdim. Yasamimdan bir parça degil, yasamimin tamami oldugunu, sebeplerim, ümitlerim, gerçeklerim oldugunu bil isterdim. Bilmedin. Ben de söylemedim. Herkesin bildigi, gördügü, anladigi kadar anla istedim hayatimdaki anlamini. Gittiginde anlamsiz kalacagimi bil istedim. Bilmek yerine gitmeyi tercih ettin sen. Ben de dur demedim. Deseydim degisir miydin? Deseydim daha mi az yakardin canimi? Deseydim bilir miydin bunlari? Söyleseydim gitmez miydin? Söylemedim diye mi gittin? Artik bir anlami var mi bunlari bilmemin? Bir seylerin anlami var mi artik? Yok… Sen yoksan ben yokum. Sen yoksan hayat yok!..



Kaç gidişe dayandı bu yürek kaç terk edilişe katlandı.
Kaç yangında yandı kaç kere yaralandı hep dayandı hep direndi.
Ama bir senin gidişine alışamadı olmayışına dayanamadı.
Pes etti yüreğim senden sonra vazgeçti yaşamaktan.
Senli günler hayal ederken bu köhne dünyada şimdi iliklerime kadar sensizim.

Ne bir haber ne bir selam her şeyi aldın benden.
Sen benim nefesimdin yaşam kaynağımdın.
Boğuluyorum şimdi sen yoksun nefes alamıyorum her şeyimi aldın giderken.
Bumuydu bana verdiğin değer bumuydu beni önemsemek düşünmek,
hani üzülmeme dayanamazdın istemezdin ağlamamı peki nerde şimdi ellerin
silsene eskisi gibi gözyaşlarımı bana sarılıp teselli etsene beni her şey
düzelecek deyip.

En azında yalandan da olsa bir arayıp iyi misin diye sorsana neden aramıyorsun
neden her şeyimle çıkardın beni hayatından. Ne yaptım ben hiç olmayı hak edecek.
Nerde kaldı senin iyi yüreğin vefan dostluğun nerde kaldı.
Onca yaşanan güzel günler hatırına bumu olmalıydı.

Neyse ne desem boş artık aramasan da olur.
Nasıl olsa mutlusun sen şu anda yeni aşkınla nasıl olsa gülüyorsun eğleniyorsun
kendince biri ölmüş uğruna sanane. Bir hayatı yıkmışsın ellerinle önemlimi ki
vicdan azabı çekmezsin ki sen çekemezsin ki. Üzülmezsin ki sen benim kadar
bu gidişe istediğin buydu senin.
Sevin şimdi gittim ben ve ölüyorum bir köşede sırf sen mutlu ol diye.

Kaldıramadın çok sevilmeyi beklide suç bende sana hak ettiğinden fazla verdim
değeri. Ömrüm yerine koydum seni dünyam yaptım beklide hiçbir şeydin.
Ama ben seni her şey yaptım yukarda Allah var ben ondan sonra sana taptım.
Belki de bundan kaçtın çok sevilmek değer verilmek sana göre değil.
Sen kovalamaya alışmışsın sevmeyenin peşinden gitmeye değersiz
görülmeye ilgilenilmemeye sen maceraya tutulmuşsun ölümüne sevilmek
sana göre değil. Ölümüne sevgilere inanmazsın sen sevgi geçicidir sende.
Sen tutkuya âşıksın.

Umarım bulur zavallı yüreğin aradığını bir gün. Tabi ne aradığını biliyorsa.
Ama şunu unutma benden bir tane daha çıkmaz karşına.
Olduğundan fazla değeri kimse vermez sana bir sözüne dünyayı sermez
ayaklarına, benim kadar ilgilenmez kimse seninle ilk sırada olmazsın hep ikinci
sırada kalırsın başkaları için önce bir şeyler gelir sonra sen kimse her şeyden
önce tutmaz seni benim gibi.
Ne söylediğini gözlerinden anlamaz değer vermez düşüncelerine
benim kadar.

Hastalanırsın bir kuru geçmiş olsun ilaç aldınmı olur cevabın, benim gibi deli olmaz
başkası başında içi erimez sen hasta olunca.
Kimse uğraşmaz bir gülüşün için kimse cebindeki son parayla gül almaz sana mutlu
olasın diye. Sürprizler hazırlamaz sana
benim gibi. Kimse sana kitap yazamaz sayfalarca anlatamaz benim gibi seni.

Gözyaşlarına ortak olmaz kimse sen ağlıyorsun diye ağlamaz durduk yere.
Kapında sabahlamaz özleminden kimse camlarına bakıp iç geçirmez.
Her dakika düşünmez acaba iyimi morali bozukmu hastamı diye.
İyiliğini düşünmez benim kadar geleceğinle ilgilenmez içten.

Benim kadar kimse masum bakmaz sana yüreğini temiz görmez bir ufak
hatanda harcarlar seni adını kötüye çıkarırlar benim kadar kimse anlamaz seni.
Benim kadar kimse beğenmez her halini hayran olmaz güzelliğine.
Ve benim gibi kimse uğruna ölmeyi göze alamaz unutma.
Kısacası benim gibi seven zor bulursun bir daha.
Sakın bana yaptığın hataları başkasına yapma üzülürsün aldanırsın.
Hatalarını örtmez kimse unutma kullanırlar yanlışlarını.
Harcanırsın olmayacak dillerde.

Her şeye rağmen candın candan öte, kandın damarda akan,
nefesimdin ama öylece gittin bitirdin her şeyi tek kalemde.
Git aramasanda olur artık beni bir gün anlarsın belki çektiklerimi
belki anlarsın değerini sevilmenin. Bir gün sevgisiz kalacaksın yüreksiz
Bir gün kimsesiz kalacaksın bu dünyada yanında olanlar anlamayacaklar
seni benim kadar işte o zaman sızlasın yüreğin ben geleyim aklına seni nasıl
sevdiğimi ve buna karşılık senin beni hiçe sayışın gelsin. Sadece o zaman
ağlasın güzel gözlerin o zaman sızlasın taş kalbin o zaman
anla bir zamanlar ne kadar çok sevildin…





Bazen yazmak istemez insan.
Kelimelerin taşıyamayacağı ağırlıklar olduğunu düşünür. Cümle kuramaz, kurar kurar bozar. Hiçbir cümlenin tam olarak doğru anlam veremeyeceği kanaati yerleşir içine, her nedense.

Bazen yazmak istemez insan.
Koşmak ister, gece güne, kış bahara dönene kadar. Kapalı hava açılana kadar. Herşey durulana, kelimelere sığana kadar. Bir yazının ahengine ayak uyduracak durgunluğa erişene kadar. Durmadan, yavaşlamadan, anlaşılmaz bir şekilde koşmak ister.

Bazen yazmak istemez insan.
Konuşmak da istemez, söyleyeceği herşeyi teker teker susmak ister. Suskunluğa sığdıracaklarının, sözlerle; boş sayfayla ifade edeceklerinin, yazıyla heba olmasından korkar.

Bazen yazmak istemez insan.
Düşünüp içine atmanın, susup içinde saklamanın, söylemeyip sır olarak saklamanın daha doğru olduğuna inanmaya başlar. Belki öyle kabullendiğinden değil, doğru harfin damarlarından parmaklarına doğru bir türlü akmamasından, doğru cümlenin sayfada bir türlü yerleşememesinden, kelimelerin yerlerini tayinde içine düştükleri kararsızlıktan gelen bir isteksizliktir bu. Söylemek istediği çok şey var da söylemeyimi beceremiyor, yoksa söylemek istediği hiçbir şey yok, onun içinmi susuyor, anlayamaz bazen insan.

Bazen yazmak istemez insan.
Parmakları ile bilgisayarın klavyesi, kalemi tutan eli ile kağıt arasında bir yabancılık keşfeder. Harflerin yerini ve şeklini unutur bir süre. Bildiği kelimeleri hatırlamaya çalışır ama başaramaz. Eşyanın isimlerini ne zamandan beri bilmediği kurcalar zihnini, başlangıcını hatırlayamaz.

Bazen yazmak istemez insan.
Yazıyla, sözle anlatacakları olduğu düşüncesine muhalefet edeceğpi tutar. Yazıyı ve sözü bir başka dünyadan gibi görmeye başlar. Onlarla anlaşacağı noktalar olduğunu inkar etmez, ama onlarla bir ilişkiye girmenin kendisine bir yarar getirmeyeceğini zanneder. Oturup başını öne eğmek, kalkıp yürümek, derin bir nefes almak, olamayacağı yerlerde olduğunu düşlemek, hayaller kurup ütopyalar üretmek ister.

Bazen yazmak istemez insan.
Ellerine ve diline yabancılaşır, kağıda ve söze yaklaştığı zaman. Kendisiyle baş başa kalmanın herşeyi zorlaştıracağı açıktır ona göre. Bazı şeyler surf düşünülmeli, söylenmemelidir sanki. Bazı şeyler düşünülmemeli bile. Böyle bir yargının doğru olduğundan şüphelidir ama böyle hissettiği anlar da olur mutlaka.

Bazen yazmak istemez insan.
Bir mecburiyet olarak yazmayı ise hiç istemez. Susmanın mecbur olmasından daha zordur yazmak zorunluluğu. Ne söyleyeceğine kendin karar vermiyorsan daha da zordur elbette. Ama kendin karar veriyorsan bile, bunun senin kararın olmasının da kolay olmayan bir yanı vardır. Zira, ruhların taşıyamadığını kelimelere yükleme gayretindesindir. Akılların alamadığını gramer kurallarına taşıtırsın. Kalplere sığmayan şeyleri, noktalara, virgüllere sığdırırsın. Ya yapamazsam diye korkması makul değil midir insanın? Yazmak istememesi makul değil midir?

Bazen yazmak istemez insan.
Önüna bir kağıt alıp karalamak ister. Bu çizgilerin içinden anlamlı sözlerin daha çok çıkacağı duygusuna kapılır. Hiçbir şey düşünmeden yürüse, vardığı yerin, yazdıklarıyla vardığı yerden daha güvenli olacağı fikri dolaşır beyninde. Koştuğu zaman yaşayacağı yorgunluk, yazarken yaşadığı zihni ıstıraptan daha hafiftir muhakkak.

Bazen yazmak istemez insan.
O bir insandır sonuçta. Kalemi kırmak, kağıdı yırtmak, bilgisayarı devirmek ister bazen. Susmak ister, yorulmak, dağılıp param parça olmak ister. Büyük bir yorgunlukla derin bir uykuya dalmak, derin bir susuzlukla, kana kana sular içmek, dağılıp yeni baştan dirilmek ister.

Bazen yazmak istemez insan.
Ama bazen istemez. Geçecektir, herkes gibi olacaktır. Treni kaçıracak, istasyonda tek başına kalakalacaktır.

Bazen yazmak istemez işte hepsi o kadar...





GEL(ECEĞİM) DE...
BANA SENLİ ŞİİRLER YAZ, SENLİ HİKAYELER ANLAT,BANA SENLİ DESTANLAR YAZ.ÖYLE BİR YAKA Kİ BENİMLE EFSANE OLSUN ADI...
BİR OTOBÜSE BİNİP GEL.BUNA İNANABİLEYİM.OTOBÜSÜN VARIŞ SAATİNİ SÖYLE,SABAH SENİ KARŞILAYABİLMEK İÇİN TÜM GECE GÖZÜMÜ KIRPMADAN KALAYIM VE 2 SAAT ÖNCEYE KURUP HAZIRLANABİLEYİM.İSTASYONA EN ERKEN BEN GİDEYİM.SEN OTOBÜSÜ KAÇIR .ENDİŞE EDEYİM İNMEYİNCE... ÖYLECE ÇARESİZ BAKAYIMHASRETİ VUSLATA ERDİRENLERE.. SON ANDA YETİŞMİŞ OLL.
GEL(ECEĞİM)DE...
ÖLSEN ÖLÜNMÜYOR,YAŞAMSA KEDER.. HAGİ DÜŞÜN ETEĞİNDE KALDI SENLİ GÜNLER.
UZAKLAR ÖLEMLERLE TÜKENMİYOR, AZ SENDEN ÖMRÜME VER.
GEL(ECEĞİM)DE
İNANAYIM GELMESEN BİLE..
ŞİMDİ YANIMDA YOKSUN, BELKİ HİÇ OLMAYACAKSIN
VE BEN
AŞKA YAŞAMAK DİYORUM
AŞK SEN OLACAKSAN EĞER
SONSUZA KADAR YAŞAMAK İSTİYORUM
__________________


sus yüreğim sus...sus...sadece gidelim...



yar..gidiyor musun..?
g
i
t
m
e
...

oysa öyle çok alışmıştım ki...farketmiyor musun...kokun iliğime işlemiş..GiTMe...



Yar gidiyor musun?
GiTMe...içimde bir korku var...



bu ayrılık değil demen neye gebe?ne gelecek bu kara günlerin ardından..?güneşli günler mi...hayır..!yağmur,çamur,sel bundan sonrası..!ayrılık değil deme...
GiTMe...ayrılık olur bir adım sonrası...



Biliyor musun?
Böyle baslar ayrılıklar ...



yar..gidiyor musun..?GiTMe...

bu sefer duy feryatlarımı..arkanı dönüp rüzgarlar estirme...bir adım daha atarsan kötü olacak sonum...yitme...


Gel biraz; kokunu bırak,
Baharımı al; soguktur oralar ...


hadi vazgeç bu deli sevdandan..!üşürsün,kırılırsın...kokun benden başkasına yaramaz aldanırsın..ağlatılırsın..GiTMe...

düşme düşümden..ezme yüreğimi..GiTMe...



Aglıyor musun?
Aglama; hayırlar ugurlar ...


gidiyorsun...bana arkanı döndün yar..!bana sırtını dönüp bir adım daha atabildin..!!yıkılmadın hem de..dağlar gibiydin..geçip gidebildin..gözlerime bakarken benden vazgeçebildin...yolun açık olsun..uğurlar olsun..



Gurbete giden döner mi dönmez mi
Belli degil bilirim
Ben bir karaagaç gölgesi buldum
Cebimde ümitlerim...




gittin...dağlar gibiydin..altında kaldı sevdam..karanlıkta kaldım...

ümitlerimi rafa kaldırdım..sevinçlerim yok artık..sen gelene kadar güneş yok..

gölgendeyim...



yar..gidiyor musun..?
g
i
t
m
e
...

__________________


sus yüreğim sus...sus...sadece gidelim...
 
  tüm 17200 ziyaretçi (39838 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol